Sayfalar

10 Ekim 2014 Cuma

Norveç'te Somon Üretimi Üzerine

Ülkemizde yetişmeyen somon balığı sularımızdaki balık çeşitliliğinin azalması ve daha çok da sağlıklı beslenme trendlerinin etkisi ile mutfağımıza girmeye başladı. Artık hemen hemen bütün balık marketlerde, balıkçılarda, semt pazarlarında dahi bulunabilen somon balığı ülkemize Norveç'ten ithal ediliyor.

Doğal ortamda da bulunan somon balığını avlamak Norveç'te biraz da zenginlerin hobisi haline gelmiş durumda. Tabii ki böyle değerli bir lezzet ve sağlık deposunun tüm dünyaya ithal edildiğini düşününce doğal ortamdaki somonların yetersiz kalacağı aşikar. Burada somon çiftlikleri devreye giriyor.

Çiftlik deyince aklımıza hemen kötü, yapay, sağlıklı olmayan şeylerin gelmesi biraz da bizim kendi kendimize yaptıklarımızdan kaynaklanıyor. Köy tavuğu diye ortalarda dört dönüyoruz çünkü çiftlik tavuklarının ne şartlar altında yetiştirildiği, GDO lu yemlerle aşılarla nasıl besili ama sağlıksız hale geldikleri ile ilgili sosyal medyada türlü türlü haberler, yazılar, resimler paylaşılıyor. Bunların bir kısmı doğru olmakla birlikte tabii ki içlerinde abartılı yazılar da mevcut.

Ancak Somon çiftlikleri deyince aklınıza kötü bir şey gelmesin. Zira bahsi geçen ülke NORVEÇ. Birkaç örnekle izah edeyim: Örneğin Norveç'teki çiftliklerde kafeslerin hacmin en fazla %2,5'ini dolduracak miktarda balık tutuluyor. Ülkemizde ise bazı çiftliklerde bu oran o kadar yüksek oluyor ki balıkla çok sıkıştığından omurgalarında oynamalar dahi olabiliyor. Ayrıca Norveç'teki mevsimsel şartlardan dolayı su soğukluğu 10-12 derece civarında olması sebebi ile kokuşma olasılığı çok düşüktür. Sularda akıntı olmasına rağmen iki balık çiftliği arasında en az 2 km mesafe bulunmakta. Yılın en fazla 9 ayında kafeslerde balık bulunmakta. Geri kalan 3 ay temizlik ve dezenfekte işlemleri için kafesler sökülmekte. Çiftliklerin bulunduğu konumlar ülkemizdeki diğer çiftliklere göre daha derin sularda bulunmakta. Tabii hijyen kuralları da çok önemli; kafeslerin yanına ayakkabılarınızı dezenfekte etmeden yaklaşamıyorsunuz. Kafeslerin altlarında hareketli kameralar ile balıklar gözlemlenmekte ve yemlenme sırasında balıkların doyduğu anda yem kesilmekte. Bu şekilde doğa kirliliğinin de önüne geçilmekte. Tabii ki doğaya dahi bu kadar önem veren böyle güzel bir zihniyetin insan sağlığı açısından zararlı hiç bir yemi kullanmadığının da altını çizmek gerek.

Somon balığı kendi üretim tesislerinde temizlenip işlendikten sonra Türkiye'ye (İstanbul) ulaşması yaklaşık 5 gün sürüyor. Bu 5 günlük yol süresi sizi yanıltmasın. Zira soğuk zincir bozulmadığı takdire tezgahlara taze bir şekilde ulaşan somon balığının raf ömrü 21 gün.  Yani bildiğimiz çipura, levrek, hamsi, sardalya gibi balıklar gibi kısa sürede kendini salan bir balık değil somon balığı. Ayrıca raf saklama koşulları da buz dolu köpük koliler içerisinde olduğundan soğuk zincir kırılmamış oluyor.

Somon balığı yağlı bir balık olduğundan daha çok ızgara tavsiye edilir ancak uygun yöntemlerle tavada kızartabilir veya fırında somon da yapabilirsiniz. Somon balığı nasıl yapılır diye kara kara düşünmeyi bırakın ve haftada en az 1 kez somon tüketin.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder